26 Ocak 2013 Cumartesi

"Ne garip.. Yüzüne gülecek kadar dost sandığın kişiler, aslında arkandan konuşacak kadar yüzsüzler".

"Sahte dostluklarda,elin dizginde yürümelisin" diyor Montaigne.
Bu zamana kadar dostluklarımda,elim dizgine hiç gitmemişti.

İnsanlar yaşarken sadece zamanı geçirmek ve eğlenmek adına mı yaşarlar?
Paylaşmanın tek taraflı adaletsizliğinde,dost bildiklerime neden hep ısrarla veren ben olmuşum?
Hayat insana her dakika yeni bir şeyler öğretiyor ve her dakika bir şeyleri hızla alıp götürüyor.Dost sandıklarımın şerefinedir bu yazı.


21 Ocak 2013 Pazartesi

Hişt Hişt baksana..!!!

Hişt Hişt baksana..!!!!
  


Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin,
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..
Penceri aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin,
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin,
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin,
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart
Kızarmış ekmek kokusunu çek içine,
Bak güzelim kahvaltının keyfine..
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile,
Sonra koş git işine, dünden, önceki günden, hatta daha da ekiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla, ohhh şöyle bir hafifle,
Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de,
Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık,
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa,
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak,
Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al,

Sonra, şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok darda iken kimler seni ferahlattı, hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?
Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara,
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor..

Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller açtıracak..

Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun..
Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun..
Saklama tabakları, bardakları misafire,
Sizden ala misafir mi var bu dünyada,
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil, şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..

Gece evinde, dostların olsun,
Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun..

Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?
Ama illaki sağlık olsun..
A. Dilek Orhan

Dostluğu klavyelerde aramak..

Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi?
Hiç vaktiniz yok, "Fast live", "Fast food", "Fast music", "Fast love"...
Dikte ettirilen "yükselen değerler", "in" ler, "out" lar...
Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi.
Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum!
Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
içinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını?
Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında?
Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?
Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?

Müşfik Kenter
http://www.youtube.com/user/hulyaunalmis

Elevtheria HRITOPOULOU - Me Fonazoune

Müzik, Hissin Uğultusudur